BIRAZ in English translation

some
bazı
biraz
birkaç
falan
bir miktar
bir kısmını
little
küçük
biraz
ufak
minik
az
azıcık
küçücük
kısa
bit
biraz
bir parça
daha
azıcık
ufak
kısım
ısırdı
just
sadece
az önce
yalnızca
yeni
tıpkı
yeter
tam
hemen
biraz
daha yeni
kind
tür
biraz
nazik
nasıl
kibar
çeşit
tarz
biçim
tip
böyle
slightly
biraz
hafif
az
daha
azıcık
kısmen
nispeten
kinda
biraz
tür
sayılır
aslında
sanki
bir şey
bir çeşit
somewhat
biraz
oldukça
daha
bir şekilde
bir nebze
for a while
bir süre
biraz
bir müddet
uzun zamandır
bir ara
epeydir

Examples of using Biraz in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bekle biraz. Harvardda tanıdığın şu adamlar?
Wait a minute. You knew those people back at Harvard?
Biraz ev yapımı yemek yiyip… ardından hapishaneye döneceksin.
You can have a home-cooked meal and then it's straight back to the prison.
Bu, Öncü için biraz Söylediğim gibi basit değil mi?
Like I was saying, isn't this just a bit basic for the Preceptor?
Biraz.- Seni gördüğüm iyi oldu Ray.
Just a bit. It's good to see you, Ray.
Bekle biraz. Le Cirquee gideceklerini sanıyordum.
Wait a minute. I thought they were supposed to go to Le Cirque.
Hey ufaklık! Biraz konuşalım mı?
Hey, kids! Can I talk to you for a second?
Bununla biraz kahkaha atabilirim.
I could have some laughs with this.
Biraz konuşalım mı? Hey ufaklık!
Hey, kids! Can I talk to you for a second?
Ben biraz duygusal biriyim.- Bak, Kush.
Look, Kush. I am a little emotionally broken because of the breakup.
Biraz.- Seni gördüğüm iyi oldu Ray.
It's good to see you, Ray. Just a bit.
Senden biraz korkuyorum hem de imreniyorum Bebbanburglu Uhtred. Lütfen.
Please? I am a little afraid of you, Uhtred of Bebbanburg.
Biraz su al. Burada iç.
Have some water. Take them here.
Biraz meşgulüm Tara,
I am a little busy Tara,
Dur biraz. Mumu nasıl yiyebildin?
Wait a second. How could you eat… a candle?
Ben aslında biraz… Asyalıların kaplan annesi gibiyim.
I actually am kind of like a… I'm like a tiger mom of Asian.
Yemek odasında biraz görüşebilir miyiz?
Can I see you a minute, in the dining room?
Bekle biraz. Pardon, ne demiştiniz?
Wait a minute. Sorry, what were you saying?
Şimdi biraz sabırlı olalım. Bilmiyorum.
Now let's be patient for a moment. i don't know.
Biraz tasvir eder misin? Hayır, rüyaydı.
Can you describe it to me? No, it… it was a dream.
Bekle biraz, birbirimize ihtiyacımız var.
Hold up a second, we're gonna need each other.
Results: 262271, Time: 0.0575

Top dictionary queries

Turkish - English