Examples of using Biraz korkmuş in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Biraz korkmuş. Önemli değil.
Helende biraz korkmuş gözüküyordu.
Biraz korkmuş ve ürkmüştüm.
Tom biraz korkmuş görünüyordu.
Evet. Doğrusu biraz korkmuş da olabilirim.
Tom biraz korkmuş, değil mi?
Tom biraz korkmuş görünüyordu.
Biraz korkmuş durumda.
Seninle şakalaşmak zorundaydım. Çünkü biraz korkmuş görünüyordun.
Hey, adam biraz korkmuş.
Annenin ağladığını söyledi. Biraz korkmuş.
Açıkçası, dün gece olanlardan ötürü biraz korkmuş durumdalar galiba.
Sanırım annen biraz korkmuş.
O halde sadece hisseder, sadece biraz korkmuş hisseder.
Dr. Chumley başlangıçta Harveyden biraz korkmuş görünüyordu, ama akşam vakit ilerledikçe hayranlık duymaya başladı.
O gün onu camdan görenler biraz korkmuş göründüğünü… ama yürümeye devam ettiğini söyledi.
Dr. Chumley başlangıçta Harveyden biraz korkmuş görünüyordu, ama akşam vakit ilerledikçe hayranlık duymaya başladı.
Son derece zeki bir kadınsın. yalnız ve biraz korkmuş… Bence sen bir şehre yeni gelmiş.
O gün onu camdan görenler biraz korkmuş göründüğünü… ama yürümeye devam ettiğini söyledi.
Bence sen bir şehre yeni gelmiş, yalnız ve biraz korkmuş son derece zeki bir kadınsın.