Examples of using Bitkilerle in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ve kanseri bitkilerle tedavi edebiliriz!
And we can cure cancer with plants.Tüm vücudu bitkilerle ve sarmaşıklarla sarılı.
His entire body was covered in plants… and vines.Bitkilerle ve ağaçlarla bağımı oluşturan'' yeşillik'' var.
A"green" that connects me to the plants and trees.Bitkilerle bir probleminiz olursa bir peyzaj mimarı getirebilirim.
If you have a problem with the plants, I can always call my landscape architect.Affedersin, bitkilerle aram daha iyi.
Sorry, better with plants.Buradaki bitkilerle aynı hücre yapısına sahip.
Belkide bitkilerle beni ayran tek fark.
Maybe Bitkilerle konuşan, o hippi ucubelerindensin demek.
You're one of those hippie freaks that talks to the plants.Jake, bitkilerle konuştuğum için benimle dalga geçti.
Jake made fun of me for talking to the plants.Bitkilerle ilgilenemez ki o!
She can't take care of a plant!Bitkilerle telepatik ilişki kurmuş olmalıyım.
I have some telepathic link with plants.Karışık bitkilerle suyu kaynat.
Bitkilerle ilgili bir mevzu.
Something to do with plants.Justice League bitkilerle ilgilenmiş.
Bir etobur için bozayıların bitkilerle arası oldukça iyi.
For a meat-eater, grizzlies cope well with plants.İçindekinin su ve acı bitkilerle değiştirilmesi gerek.
Bayan Samantha, bitkilerle ilgilenmemi istedi.
Miss Samantha asked me to look in on the plants.Bayan Samantha, bitkilerle ilgilenmemi istedi.
Miss Samantha has me looking on the plants.Yaz aylarında bir yetişkin, bitkilerle beslenerek 180 kilo alabilir.
An adult can put Yaz aylarında bir yetişkin, bitkilerle beslenerek 180 kilo alabilir.
During the summer months, an adult can put 
