BU BALIĞI in English translation

this fish
bu balık
bu balıklar
bu sazanın

Examples of using Bu balığı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ah balık takıldı, Ben bu balığı yemem.
Oh! I'm not eating that fish.
Ah balık takıldı, Ben bu balığı yemem.
I'm not eating that fish.
Dindar değilim; ama bu balığı yakalamama izin versin diye Tanrıya 10 kez dua edeceğim.
I am not religious but I will say 10 Our Fathers and 10 Hail Marys that I may catch this fish.
Beni zorlarsan bu balığı yerim ama bu konuda konuşarak vaktimi harcamayı reddediyorum.
If forced, I may eat this fish, but I absolutely refuse to waste my time having a conversation about it.
Bu balığı beyinsiz, kana susamış bir canavar olarak göstermek yalnızca insanların cehaletini ve korkusunu kanıtlar.
Presenting this fish as a brainless, bloodthirsty monster only proves humans' ignorance and fear.
Buranın yerel halkının bedenlerine yaptığın saygısızlık bizim hatamız değil ve sen bu balığı geri alacaksın.
It's not our fault you disrespected the bodies of native peoples but, by golly, you will take this fish back.
Buranın yerel halkının bedenlerine yaptığın saygısızlık bizim hatamız değil… ve sen bu balığı geri alacaksın.
You're gonna take this fish back. Now it's not our fault you disrespected the bodies of this land's native people.
Buranın yerel halkının bedenlerine yaptığın saygısızlık bizim hatamız değil… ve sen bu balığı geri alacaksın.
Now it's not our fault you disrespected the bodies of this land's native people, but, by golly, you're gonna take this fish back.
Bu balığı görebilmek için, denizaltında uzun bir yolculuğa çıkmanız gerekirdi.
You would have to go on a long journey in a submarine in a diving suit, to see that fish.
Lise… biliyor musun, büyükannen sana bir akvaryum almayı düşündüğümü öğrendiği zaman bu balığı sana aldı.
Lise… you know, your grandmother bought you that fish… when she knew I was planning to give you an aquarium.
Böylece bizde o tunayla çalışabiliyor ve açık denizde hiçbir sınır görmeyen bu balığı incitmeme tekniklerini öğrenebiliyoruz.
learn the techniques it takes to not injure this fish who never sees a boundary in the open sea.
Bu balığın ticaretini yapmıyorsun, değil mi?
You're not trading this fish, are you?
Bu balığın aslında uzun farları var.
This fish actually has high beams.
Bu balığın kılçığı çok.
This fish has a lot of bones.
Homer, bu balığın henüz tam olarak öldüğünü sanmıyorum.
Homer, I don't think this fish is quite dead yet.
Örneğin bu balık… Kimse onun boğucu ızdırabını düşünmek istemiyor.
This fish, for example- no one wants to think of it suffocating in agony.
Bu balığa teşekkür edin!
Not until you thank this fish!
İngilizcede bu balığa ne denilir?
What is this fish called in English?
Bu balıktan yemelisin Tadaeusz!
You must try this fish, Tadaeusz!
Bu balık, müren balığının ağzına tehlikeli derecede yaklaşmış.
This fish has come dangerously close to the eel's mouth.
Results: 74, Time: 0.031

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English