BULMUŞSUNUZ in English translation

you found
bulmana
bulursun
bulursan
buluyorsun
bulana
bulun
bulabildin mi
bulunca
bulduktan
you got
alırsın
var
alıyorsun
al
alırsan
hemen
almaz
alacaksın
bul
getir
you find
bulmana
bulursun
bulursan
buluyorsun
bulana
bulun
bulabildin mi
bulunca
bulduktan
you get
alırsın
var
alıyorsun
al
alırsan
hemen
almaz
alacaksın
bul
getir
have figured

Examples of using Bulmuşsunuz in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Dediğiniz gibi Natalie ve Andrew Priorun evindeydi. Bulmuşsunuz.
You found it! It was in the home of Natalie and Andrew Prior, like you said.
Siz bulmuşsunuz onu.
You found him.
Nurhachi yi bulmuşsunuz. Demek ki… doğruymuş?
So it is true, you have found Nurhachi?
Emmanın montunu bulmuşsunuz. Kaybolduğu zaman üzerinde olan montu.
You have found Emma's jacket, the one she was wearing when she disappeared.
İnanıyorum ki bilim başkanımızın günlüğünü bulmuşsunuz.
I believe you have discovered the science director's journal.
Makineyle konuşmanın bir yolunu bulmuşsunuz.
You have found a way inside the machine.
Bir şekilde, Attero cihazını bulmuşsunuz.
Somehow, you have found the Attero device.
Görüyorum ki kendinize deli dolu bir sürücü bulmuşsunuz.
I see you have got yourself a hotshot driver.
Görünen o ki arkadaş bulmuşsunuz.
Looks like you have found a friend.
Ajan Mulderı bulmuşsunuz.
That you found Agent Mulder.
Pekala senatör, görüyorum ki barı bulmuşsunuz.
Well, senator, I see you have found the bar.
Mill Creek Katili dosyasında oldukça fazla delil bulmuşsunuz.
You have got lots of evidence for the Mill Creek killer case.
Bir bakmışsınız ki bir ev bulmuşsunuz, dayayıp döşemişsiniz.
Like that, I found a new place, furnished it.
Tanrıya şükür bulmuşsunuz.
Thank God you found it.
Görünüşe bakılırsa adamınızı bulmuşsunuz.
Looks like you have got your man.
Sen ve annen cesetleri bulmuşsunuz.
You and your mom finding the bodies.
Bence şu an karısı tarafından işletilen işleri bulmuşsunuz.
I think you will find the business is now run by his wife.
Bunu Orkestranın dışındaki yerlerde de kullanmanın bir yolunu bulmuşsunuz.
And now, you have found a way to use it at a distance outside of Orchestra.
Anlaşılan Callie ile kendinize harika bir ev bulmuşsunuz.
Sounds like you and Callie found a wonderful home.
Spor hayranları, görüyorum ki bira stokumuzu bulmuşsunuz.
Sports fans, I see you have located the beer supply.
Results: 262, Time: 0.034

Top dictionary queries

Turkish - English