Examples of using Cellât in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Cellada söyle, bir ilmik daha hazırlasın.
Cellatın bunu yaptığını gördüm!
Bir köy celladına başımı kaptırma riskini göze alamam.
Celladın ilmeği fazla sıkmaması çok kötü olmuştu.
Celladı kandırıp kasabayı terk ettim.
Bilindiği kadarıyla celladına bile makul bir bahşiş ihsan etmişti.
Cellada yardım için detayları halledeyim mi?
Diktatörlerin celladını caddelerde yürürken gördünüz mü?'' Oh, sen.
Köprüyü ve celladı arkasında bıraktı.
Kralın celladına boynunu vermeyi göze almaya gönüllü gibisin.
Celladın içeride seni beklediğini hiç bilmiyordum.
Belki de sadece celladın ipi kadar denilebilir.
Cellada, Bay Hydeın merhaba dediğini söyleyin.
Celladın asılan adama söylediği gibi.
Cellat kızarmış.
Hayır. Ben cellât değilim.
Cellât! O bir Faþist!
Cellât! O bir Faþist!
Hepsi kurbanlardan daha cellât ve hepsi birer insan.
Evet,'' Çıkın ve çocuklarıburada bırakın'' dedim. Cellât!