Examples of using Cenneti in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Başlangıçta Tanrı cenneti ve dünyayı yarattı….
Dokununca ona Cenneti hissettim damarlarımda.
Meva cenneti de yanındaydı.
Dünya üzerinde cenneti yaratma arayışı kolaylıkla kırıcı olabiliyor.
Hayalini kurduğumuz cenneti durdurmak istersiniz.
Ruhlarımıza cenneti göster. Özellikle merhametine ihtiyacı olanlara.
Cenneti bulmuş muyum?
Şimdi de Cenneti yok etmeye çalışıyorsun. Artık yetmedi mi?
Nazik kıvrımların cenneti işaret ediyor.
Başlangıçta, Allah cenneti ve dünyayı yarattı.
Başlangıçta Tanrı cenneti ve dünyayı yarattı.'' Peki.
Bu dünyada hem cenneti hem de cehennemi gördüm.
Ve cenneti yabani bir çiçekle görmek için.
Bize cenneti kutsa!
Kaybettiğimi düşündüğüm cenneti bana geri verdin.
Sana cenneti göstereyim, yavrum.
Meva cenneti de onun yanındadır.
Çünkü cenneti kaybetmekten ve cehennemin acılarından korkuyorum.
Cenneti büyük bir otel
Cenneti ve dünyayı yaratan babaya. -Tanrıya inanıyorum.