Examples of using Cennette in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hiçbir şeytan,'' Cennette ki babamız'' diyemez.
Cennette sizin için canınızın çektiği
Cennette güzel bir yer seni bekliyor.
Cennette miyiz?
O cennette yükselirken… koruyucu alevler Jeanneın ruhunu sardı.
O cennette yükselirken… koruyucu alevler Jeanneın ruhunu sardı.
Kuşlar yukarılarda cennette saklanıyorlar, ve balık suyun derinliklerinde gizlenir.
Cennette gitmenin yolunu. Anladım!- Hayır.
Cennette geçen o dört güne.
Cennette şöyle derler: Bizden tasayı gideren Allaha hamdolsun.
Cennette yaşayan yetenekli bir sanatçı olmalı.
Cennette öyle hissedemezsin.
Ve cennette bir yildiz belirdi.
Yarattığımız cennette yaşamaya hakkımız var.
Bunlara cennette uçmak için ihtiyacı var. Bunlar kanatları.
Bunlara cennette uçmak için ihtiyacı var.
Cennette, baba akbaba gözyaşı döker.
Mars, cennette Porto Riko mutfağı böyle mi kokuyordur?
Öyleyse arkadaşınız Gin-chan ile… cennette mutlu mesut yaşarsınız umarım!
Cennette her amacın bir zamanı olduğuna dair kilise bizi temin ediyor.