Examples of using Cevap verme in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Cevap verme artık.
Don't reply anymore.Bu çağrılara cevap verme. Jimmy. Vinnie!
Eğer sana doğruyu söylemediğimi düşünüyorsan cevap verme.
Kapıya veya telefona cevap verme. Kimseyle konuşma.
Is telefonuma cevap verme.
Do not respond to my work phone.Sakin ol, cevap verme.
Calm down, don't reply.Seni son kez uyarıyorum. Cevap verme.
But I warn you for the last time. Don't answer.Hayır. Palermo, cevap verme.
No. Palermo, don't respond.Kapıya veya telefona cevap verme. Kimseyle konuşma.
Speak to no one. Do not answer the door or the telephone.İletiyi al ama cevap verme.
Receive transmissions but do not respond.Bir saniye.- Hayır bebişim, cevap verme.
Just a second.- No, baby, don't answer that.Hayır. Palermo, cevap verme.
Palermo, don't respond.- No.Telefona cevap verme.- Güven bana.
Trust me, do not answer the phone.Merhaba arkadaşım. Yalvarırım, cevap verme.
Hi, friend. I beg you, do not respond.Televizyon izlediğinizi söylediniz.- Cevap verme.
You said you were watching television. Don't answer that.Tamam, şimdi cevap verme.
All right, don't respond now.Bu aramaya cevap verme, arayan Derek Smeath.
Do not answer this call, it's Derek Smeath.Maria, ne yapıyorsun? Cevap verme.
Don't answer that. Maria, what are you doing?Bu aramaya cevap verme.
Do not answer this call, it.Cevap verme gitsin.
Just don't respond.
