Examples of using Cinayette in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Adli tıp çifte düğüm atmanın işlenen üç cinayette de… eşsiz olduğunu doğruladı.
Komiser Yardımcısı Batista da Cinayette kalabilir.
Parmak izin, dokuz cinayette suç ortağısın demek.
Narkotiktesin, Jack, cinayette değil.
Bir değil tam iki cinayette aksesuar olmuştum.
Onun masa başında olması gerekir, cinayette değil.
İkisi de uzmanlığını soygun ve cinayette yapıyormuş.
O kadar kolay olsa herkes cinayette çalışabilirdi.
Katilin yumruk ölçüleri iki cinayette de aynı.
Ama cinayette yokum.
Cinayette gelişigüzellik yoktur.
Cinayette zaman aşımı yoktur.
Cinayette fazlasıyla meyilli gibisiniz.
Bu konu cinayette olacak mi?
Ve cinayette kullanıldığından, bize çok yardımcı olmuş oldun.
Cinayette suç ortağı oldun.
O kadar yıl boyunca Cinayette kendimi yıprattım da ne oldu?
Sahiden de medyumun bu cinayette parmağı olduğuna inanıyor musunuz?
Cinayette zaman aşımı yoktur Billy.
Cinayette kimse yok mu?