DÜNYA GENÇLER in English translation

world junior
dünya gençler
dünya küçükler
world youth
dünya gençler

Examples of using Dünya gençler in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
2009 Dünya Gençler Artistik Patinaj Şampiyonası,
the 2009 World Junior Figure Skating Championships,
1983 FIFA Dünya Gençler Şampiyonası finali, 1999 FIFA Konfederasyonlar Kupası finali ve 1968 Yaz Olimpiyatlarında
1983 FIFA World Youth Championship, 1999 FIFA Confederations Cup and 1968 Summer Olympics Football final matches,
2010 Dört Kıta Artistik Patinaj Şampiyonası ve 2010 Dünya Gençler Artistik Patinaj Şampiyonasına katılacak Kanada takımlarını belirlemek için kullanılacaktır.
the 2010 Four Continents Figure Skating Championships, and the 2010 World Junior Figure Skating Championships, as well as the Canadian national team.
1991 FIFA Dünya Gençler Şampiyonası finalindeki Portekiz-Brezilya maçında ise 127.000 seyirci kaydedildi.
the 1991 FIFA World Youth Championship final between Portugal and Brazil with 127,000 people in each game.
Başbakan Kostas Simitis, Cumartesi günü Atina 2004 Organizasyon Komitesine( ATHOC), oyunlar öncesi yapılacak ilk yedi provanın birincisi olan Dünya Gençler Kürek Şampiyonasında Alman takımının geri çekilmesine neden olan salmonella salgını konusunda soruşturma açma çağrısında bulundu.
On Saturday, Prime Minister Costas Simitis called on the Athens 2004 Organising Committee(ATHOC) to open an inquiry into a salmonella outbreak that forced the German team to pull out of the World Junior Rowing Championship-- the first of seven pre-Olympic test events under way in Athens.
Dünya gençleri Belgrad oyunlarında mücadele ettiler.
World youth compete at Belgrade games.
Dünya gençliğine bir şeyler öğretmek istiyordum.
I loved the idea of teaching the world's youth.
Dünya gençlere kaldı, yaşlanıyorum artık.
It is a young man's world. I am getting old.
Dünyanın… gençliğidir.
Youth of the world.
Komünizm dünyanın gençliğidir.
Communism is the youth of the world.
Dünyanın genç olduğunu unutmuşum.
I forgot how young the world is.
Ve elbette… kazanan, dünyadaki genç şampiyonların en iyisi olduğunu kanıtlayacak.
Of course, the winner will prove he is the greatest hero of the young Earth.
Benim dişlerimle yakalıyor numarası yaptığım o kurşunlar şimdi Dünyadaki gençleri vuruyordu.
The bullets I pretended to catch in my teeth now struck young men throughout the world.
WGM unvanını alan ilk Türk olup, 2007 yılında Dünya 18 Yaş Altı Kadınlar Şampiyonası ve 2009 yılında Dünya Genç Kadınlar Şampiyonalarında bronz madalya kazanmıştır.
Betül Cemre won the bronze medal at the World Under-18 Girls Championship of 2007 and at the World Junior Girls Championship of 2009.
Dünya Gençlik Günü( lehçe: Światowe Dni Młodzieży), Roma Katolik Kilisesi tarafından bir düzenlenen organize yapılacaktır.
The World Youth Day is an event for young people organized by the Roman Catholic Church.
Yılında bu izalasyonu kırmak için Dünya Gençlik Festivali sırasında Joan Baezin de aralarında bulunduğu küçük bir sanatçı grubu onu evinde ziyaret eder.
To break this isolation, artists like Joan Baez and many others visited him at his home during the World Youth Festival in 1973.
İki yıl sonra FIFA Dünya Genç Şampiyonası ve UEFA-CAF Meridyen Kupasını kazanan takımda yer aldı.
Two years later, he went on to win the FIFA World Youth Championship and the UEFA-CAF Meridian Cup that same year.
Dünya gençken onlar yaşIıydı. Atlantis, Afrika Okyanusuna batmadan çok önce büyük olaylar hakkında karar verilmesi için kullanıIdılar.
They were old when the world was young… and were used to decide great issues before Atlantis sank into the African Ocean.
Ve daha önemlisi, cep telefonlarının dünya gençliği için ne kadar önemli olduğunu göz ardı edemezsiniz.
And most important, you can't ignore how important mobile phones are to global youth.
Hayat başladığında Dünya gençti ve küçük olarak başladı… Küçük bir molekül kendi kopyasını yapmayı başardı.
Life began when the Earth was young and it started small… when one tiny molecule managed to make a copy of itself.
Results: 42, Time: 0.0351

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English