Examples of using Genç in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bak genç dostum. Şimdi sakin olacaksın tamam mı?
Genç dinozorlar da vücut sıcaklıklarını sabit tutabiliyorlar mıydı?
Genç kim söyle bana, kim var onunla.
Ben de genç, ateşli ve çok sinirliyim.
Ben genç, ateşli ve öfkeliyim.
Ptolemy, genç kralı, ha?
Marangozluk ve genç psikolojisi, hiç anlamadığım iki şey.
Genç efendi gerçek siyahi ses istedi.
Genç, kendine güvenen biri kimi düşünmeliydi?
Haydi, genç. Bütün bunları yoldan çıkarmamız gerekiyor.
Ertesi gün rastladığım birkaç genç o ahırda kalmaya kalktıklarını söyledi.
Belki de genç olduğum için ve tabii kadın olduğum için.
Kafkaslı genç birisi. 18- 35 yaşları arasında, çocuğu olmamış.
Geçtiğimiz hafta 100den fazla Kosovalı genç gizemli bir hastalıktan tedavi gördü.
Genç erkeklerin terlerinden örnek toplamasının bir nedeni var mı?
Aradığımız sürücü genç bir İspanyol erkek.
İki genç, dün gece geç saatlerde polis kamyonunu çalarken yakalandı.
Genç olduğu için kuyruğundaki iğne tam olarak etkisini kazanmamıştır.
Beyaz tişörtlü genç. Sarı merdivenin bu tarafında.
Hayır genç adam, bu bizim.