Examples of using Düzelt in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sarı diski düzelt, turuncu ışığı söndür.
Hücreni düzelt. Git şimdi.
Gözümü aç, her şeyi düzelt.
Kowalski, vektörü düzelt!
Aramızdaki şeyleri Düzelt.
Patronunum. Ne yaptığın umurumda değil ama bunu düzelt.
Hesaba katarak sensör sorununu manuel düzelt. Owosekun, değişen takyon düzeyini.
Şapkayı düzelt Anatole.
Sadece düzelt Bihn.
Dünyayı düzelt. Sen de güldün ve dedin ki.
Louis, Stenslanda gidip ilişkimizi düzelt.
Yatağını düzelt.
Papyonunu düzelt.
Yanlissam düzelt.
Falan filan. Doktor, lütfen bacaklarımı düzelt.
Dünyayı düzelt. Sen de güldün ve dedin ki.
Yalnızca düzelt. Kafayı kabak etme, tamam mı?
Düzelt beni.
Varsa kuru çoraplarını giy. Ve miğferini de düzelt.
O gözleri düzelt bayım.