DAMARLARINA in English translation

veins
damar
ven
toplardamar
vessels
tekne
aracı
araç
damar
gemisi
gemi
geminin
bedeni
arteries
arter
atardamar
damar

Examples of using Damarlarına in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Damarlarına bakın ve tecavüz kiti uygulayın.
Check his veins and do a SART kit anyway.
Damarlarına bir bak.
Look at his arteries.
İrademi damarlarına akıtmayı o kadar istiyorum ki.
How I wish I could pour my will into your veins.
İstesem şu anda tüm damarlarına basabilirim. Hadi oradan.
Come on. I could push all of your buttons right now if I wanted to.
Damarlarına adrenalin pompalanıyor,
Your adrenaline gets pumping
Her ikisi de beyin damarlarına baskı yapabilir.
Both can constrict the arteries in your brain.
Tüm bu süre boyunca damarlarına zehir pompalıyordu.
It's been pumping poison into your veins this whole time.
Bu kötü kanın damarlarına pompalanıyor.
His profane blood pumping through your veins.
FT-28. Antikorları damarlarına saldırıyor.
His antibodies are attacking his blood vessels.
Bu okul babanızın damarlarına işlemiştir.
You know this school runs in your father's blood.
Şehit olarak ölmek toplumun damarlarına kan vermektir.
Dying as a martyr is like injecting blood in the veins of society.
Şehit olarak ölmek toplumun damarlarına kan vermektir.
To die a martyr is to pump blood into the veins of society.
Şehit olarak ölmek toplumun damarlarına kan vermektir.
To die a martyr is to inject blood into the veins of society.
Şehit düşmek, bu halkın damarlarına kanınızı enjekte etmeye benzer.
To die a martyr is to pump blood into the veins of society.
Kendi antikorları damarlarına saldırıyor.
His antibodies are attacking his blood vessels.
Belki sadece damarlarına.
Maybe just his veins.
Ya da:'' Tanrı aşkına insanın damarlarına… giriyor gibi olan bu müziği nereden buluyorsun?
Orelse:"Where in Christ's name are you getting this music from which seems to enter into your veins?
kan damarlarına, kemiğe, yağ dokusuna,
blood vessels, bone, adipose tissue,
yaşayan insanların taze kanlarını çekiyor ve kendi damarlarına enjekte ediyorlardı.
living blood of men and women and injecting it into their own veins.
Çünkü ben senin tıkanmış damarlarına ve huysuz kalbine iyi bir şeyler sokuşturmak istiyorum.
Because I wanna force some good cheer through your clogged arteries and into your cranky heart.
Results: 64, Time: 0.0292

Top dictionary queries

Turkish - English