Examples of using Damarlarına in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Damarlarına bakın ve tecavüz kiti uygulayın.
Damarlarına bir bak.
İrademi damarlarına akıtmayı o kadar istiyorum ki.
İstesem şu anda tüm damarlarına basabilirim. Hadi oradan.
Damarlarına adrenalin pompalanıyor,
Her ikisi de beyin damarlarına baskı yapabilir.
Tüm bu süre boyunca damarlarına zehir pompalıyordu.
Bu kötü kanın damarlarına pompalanıyor.
FT-28. Antikorları damarlarına saldırıyor.
Bu okul babanızın damarlarına işlemiştir.
Şehit olarak ölmek toplumun damarlarına kan vermektir.
Şehit olarak ölmek toplumun damarlarına kan vermektir.
Şehit olarak ölmek toplumun damarlarına kan vermektir.
Şehit düşmek, bu halkın damarlarına kanınızı enjekte etmeye benzer.
Kendi antikorları damarlarına saldırıyor.
Belki sadece damarlarına.
Ya da:'' Tanrı aşkına insanın damarlarına… giriyor gibi olan bu müziği nereden buluyorsun?
kan damarlarına, kemiğe, yağ dokusuna,
yaşayan insanların taze kanlarını çekiyor ve kendi damarlarına enjekte ediyorlardı.
Çünkü ben senin tıkanmış damarlarına ve huysuz kalbine iyi bir şeyler sokuşturmak istiyorum.