DERIN SU in English translation

deep water
derin su
derinliğinde su
derin sudan
deep-sea
derin su
derin deniz
açık deniz
açık denizlerde
-deniz altı
deep-water
derin su
derinliğinde su
derin sudan
deepwater
derin

Examples of using Derin su in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Lands Endin kuzeyinden Broken Rocka çıkan derin su kanalı boyunca uzanır.
extending far north from Land's End along the deep water channel that leads to Broken Rock.
Bunlar o kadar sığdır ki, sular çekildiğinde… bu hemşire köpekbalığı ve vatozlar gibi bütün büyük balıklar… derin su kanallarına… dönmeye zorlanırlar.
All large fish are forced to retreat into deep water channels, They are so shallow that.
vatozlar gibi bütün büyük balıklar… derin su kanallarına… dönmeye zorlanırlar.
all large fish are forced to retreat into deep water channels, They are so shallow that.
vatozlar gibi bütün büyük balıklar… derin su kanallarına… dönmeye zorlanırlar.
all large fish are forced to retreat into deep water channels.
Saatte 6 kilometreden daha hızlı giden… dünyanın en güçlü derin su akıntılarından biri olan Gulf Stream.
Moving at over 4 miles an hour, the Gulf Stream is one of the world's most powerful deep water currents.
vatozlar gibi bütün büyük balıklar derin su kanallarına dönmeye zorlanırlar.
all large fish are forced to retreat into deep water channels Like these nurse sharks… and these stingrays.
Her türlü, Amerikalılar gerçekten derin su sondajının etkileri hakkında endişelenseydiler, bisiklet sürmeye başlarlardı.
Anyway, if the Americans are really upset about the effects of deep water drilling, they should start cycling.
Ve dinlenme ve sığlık emniyet içinde sosyalleşme onların gün zaman harcamak ama derin su avı için kenar kapalı gittikleri gece.
And they spend their day time resting and socializing in the safety of the shallows but at night they go off the edge to hunt in the deep water.
İyice yoldan çıkan sürü ona çok cazip geliyor,… ve derin su artık onun uzmanlık alanı.
The confused herd is just too enticing, and the deep water is now her speciality.
Bu, derin su sıcaklığı değişikliklerinin ve bu ses kuvveti değişikliklerinin deniz
This helped to identify the relative contribution of deep water temperature changes
karanlık, derin su, parazit taşıyıcısı olabilecek vücut salgılarından iğrenme, veya çürümüş et ve benzeri.
spiders and the dark and deep water, disgust at bodily secretions that might be carrying parasites.
suyunun büyük akıntıların ve Kuzey Amerikadaki bozulmanın, Kuzey Atlantik bölgesinde derin su oluşumunun ve çöküntülüğünün değişmesine yol açtığı
deglaciation in North America are thought to have led to a shifting of deep water formation and subsidence in the extreme North Atlantic
bir düşüş vardır ve dar bir raf, veyabir yakınında derin su üretir.
subsequently produces deep water in proximity to the shoreline tends to produce a lower surge, but a higher and more powerful wave.
Derin sulara ulaşana kadar altında kalalım.
We can stay under him until we reach deep water.
Derin sulara giriyoruz efendim.
Just entering deep water, sir.
Beşimiz buraya derin sularda balık avlamaya geldik.
We come down here for the deep-sea fishing.
Derin suları tercih ettikleri görülür.
They appear to prefer deep water.
Beşimiz buraya derin sularda balık avlamaya geldik.
Five of us come down here for the deep-sea fishing.
Charlie, derin sulara umrumdan değil ama boğulmaktan korkuyorum.
Charlie, I don't mind deep water, but I do mind drowning.
Su Ürünleri Araştırma Enstitüsünün 35 numaralı kararnamesi derin sularda balık ağı kullanımını kısıtladı.
The Fisheries Research Institute decree number 35 has restricted the use of deep-sea fishing nets.
Results: 58, Time: 0.0335

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English