Examples of using Derin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ve buranın, derin, derin, derinlerinden. .
Samaritan bu adamı derin kara bir deliğe gömmeye çalışıyor.
Bataklık o kadar derin ve tehlikeliymiş ki kimse yanına yaklaşmazmış.
Derin güvensizliğini narsisizmle maskeliyor.
Bu sana, paylaşamayacağım derin bir görev aşkı verir.
Derin değilse eğer, yalınayak geçebilirim.
Derin nefes al, ölü fahişe.
Derin ve çok kapsamlı sonuçlarla dolu bir sohbet olur.
Bu derin olmayan kesik hatalı bir başlangıcı temsil ediyor.
Derin eşsiz yaratıklar arayışı içinde.
Onlar hiç derin bulunan en tuhaf yaratıklar biri keşfedin.
William derin uykuda.
Derin uyuyor olmalısınız.
Bir başına derin ve karanlık ormanlarda.
Bu derin, derin bir yara.
Derin ve anlamlı bir alegori bizim kendi tadını kaçıran toplumumuza dair.
Çünkü derin ve karanlık bir çukurdayız burada.
Bir kaç derin nefes almak gibi mi?
Bu bir'' Derin Termal Yeraltı Suyu Kaşifi'' ya da kısaca'' DephtX.
Bu da beni derin, karanlık sonuçlar aleminde yaşamaya terk etti.