Examples of using En derin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Onu bana en derin yere getir.
Bunlar insanların en derin anlamda anlaşamadıkları birer fikirlerdir.
Ona gelince en derin zindanlarımda 100 yıl işkence görecek.
En derin düşüncelerimi, hislerimi,
Şiddet… şiddet en derin yaraları açar.
En derin korkularını.
Basitlik diyorum, en derin ahlak duygusu olarak.
En derin ilişkiyi bile.
Cehennemin en derin çukurlarında.
Bajounun en derin en karanlık yerlerine mi?
Bugüne kadar keşfedilen en derin sualtı mağarası Güney Afrikadaki Bushman Hole.
Virüs bana en derin arzularıma nasıl teslim olacağımı gösterdi.
Ithaca benimdi ve en derin gizem gözlerimin önündeydi.
O yaptığın en derin sığ şeydi.
İlk kesik en derin olanıdır.
Bilinen en derin yeri, Visingsö Adasının hemen güneyindeki 128 metrelik kısımdır.
En derin sevgilerimle, baban.
Konstantinopolis dediğimde, anında en derin hipnotik trans seviyesine ineceksiniz.
Emirlerinizi yanlış anladığım için tekrardan en derin özürlerimi sunmama izin verin.