Examples of using Devrime in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Finanse edilen devrime! Tamamıyla annesinin bozuk parasıyla.
Devrime hizmet edip, Başkan Maonun Kızıl Muhafızlarından biri olmak.
Devrime kadar bile gidebilirdi.
Devrime hızla tutunun, meyvesini verecektir biliyorum.
Hamile bir kadın çocuğunu devrime bağışlamaktan gurur duyuyor.
Kendin bizzat bu ülkenin devrime ihtiyacı olduğunu gördün.
Ama yaşam biçimleri devrime uğratıldı.
Sovyetler Birliğine olan borcumuzu kendimizi emekçilik ve devrime adayarak ödeyeceğiz.
El Hanedanının zorbalığa karşı yapılan devrime liderlik edişinin hikayesi.
Benim büyük büyük annemin portresi devrime kadar… üniversitede asılıydı.
Gibi hayaları vardı. Devrime, büyük.
Partiyi eğitmeye de adadım. Kendimi sadece Devrime değil.
Hatalarının farkına varacaklar ve devrime liderlik edeceğim.
Önce babama, sonra da devrime.
İşte bu yüzden devrime ihtiyaç var.
bu evrimi devrime dönüştürmek bizim elimizde.
Bu evrimi daha sonra devrime dönüştürmek bize kalmış.
Tamamıyla annesinin bozuk parasıyla finanse edilen devrime!
Tamamıyla annesinin bozuk parasıyla- Tamam. finanse edilen devrime!
Sivil itaatsizliğe ihtiyacımız yok. Devrime ihtiyacımız var.