Examples of using Dibindeki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Denizin dibindeki uçakta Ellman varmış.
Denizin 9500 metre dibindeki bir gemiden bir kafa figürü dahil.
Garaj yolunun dibindeki arabayı gördün mü?
Denizin dibindeki uçakta Ellman varmış.
Evet, lavabonun dibindeki küçük su damlacıklarını.
Elleri saçlarımda Küçük dalgalar gibi… Okyanusun dibindeki.
Sanki o Sokrat, ben de dizinin dibindeki öğrencisiymişim gibi.
Plankton yokluğunda bu siyah kaya denizin dibindeki tortudur.
Kız kardeşim ve ben tatilde Fuji Dağının dibindeki ufak bir köyde kaldık.
Altın direğin dibindeki metaldi.
Denizkızları nesillerdir Sonsuz Denizin dibindeki girişi korudular.
En azından taşın dibindeki yazıları okuyun.
Elleri saçlarımda… Küçük dalgalar gibi… Okyanusun dibindeki.
Bunlar cehennemin dibindeki iblislerdi.
Öyle mi, nehrin dibindeki 2 ceset?
Nasıl hitap edersin? Okyanusun dibindeki 500 avukata.
Üstte çıktı. Kürk bir kere, besin zincirinin dibindeki küçük adam.
Onun dediğini yapsaydım Mead Gölünün dibindeki balıklar boğazımda olurdu.
Yani, yönetimden para alıp nehrin dibindeki bileşenleri satmıyor muydunuz?
Ama okyanus dibindeki Titanik kalıntısının son derece büyüleyici mevcudiyeti bütün bir anlam sahasında aşırı bir şey olarak bulunuyordu.