DINLERKEN in English translation

listening
dinlemek
bak
bakın
dinler
listen
dinlemek
bak
bakın
dinler
listened
dinlemek
bak
bakın
dinler

Examples of using Dinlerken in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Hotel California'' dinlerken eski filmleri izleyip… bakalım senkron tutuyor mu diye bakıyoruz.
We like to watch old movies while listening to"Hotel California.
Seni dinlerken, kurbanları düşünüyordum?
While you were listening, you thought of the victims?
Haberleri dinlerken televizyon izlerken,
You listen to the news you watch TV,
Haberleri dinlerken televizyon izlerken, bazı şeyler gözlerimizin önünde değişiyor.
You watch TV, things are changing right before our eyes. You listen to the news.
Kendi cenaze töreni seremonilerini dinlerken kullanılmamış bir galeriye saklandılar.
They had hid in an unused gallery listening to their own funeral sermon.
Dinlerken her kelimesini birebir hatırladım.
As I listened, every word rang true.
Ama Carl Carlsonla ilgili söyleyeceklerimi dinlerken bu tavrınızı bir kenara bırakınız.
While I tell you about Carl Carlson. But I ask you to put aside your stubbornness.
Cole Porter dinlerken beni kendisiyle birlikte ağlatırdı.
He used to make me cry with him while listening to Cole Porter records.
Kaç kere bunu dinlerken sarhoş olmuştuk?
Did we get stoned to this? How many times?
Cole Porterın plaklarını dinlerken kendisiyle birlikte beni de ağlatırdı.
While listening to Cole Porter records. He used to make me cry with him.
Anne sen bu kaseti dinlerken ben bu dünyadan gitmiş olacağım.
Mom, by the time you hear this tape, I will already be in another world.
Sen bu mesajı dinlerken… ben ölmüş olacağım.
When you listen to this message… I will be dead.
Patrick telefonları dinlerken tuhaf bir şey yakalamış.
Patrick picked up something strange on the phone tap.
Dinlerken camdan dışarı bak.
As you listen… stare out the window.
Benim zırvalıklarımı dinlerken insanlar neleri kaçırıyorlar, hep bilmek istemişimdir.
Always like people to know what it is they're missing by listening to my shit.
Arabalarını sürüp, istedikleri müziği dinlerken, dünyada hiçbir sıkıntıları yokken.
Drove right by in their car listening to their music, not a worry in the world.
Tapınakta onları seyrederken, duaları dinlerken.
Watching them in the temple, hearing their prayers.
Ben de dinlerken eğlendim.
I enjoyed hearing it too.
Evet. Dün, birkaçını dinlerken bu kaydı buldum.
Well, yesterday I was listening to some and found this recording.
Sonra konuşmalari dinlerken.
Then while listening to the talks.
Results: 353, Time: 0.0254

Top dictionary queries

Turkish - English