DIZÜSTÜ in English translation

• laptop
• notebook
• laptops

Examples of using Dizüstü in Turkish and their translations into English

McCann Tomu dizüstü hakkında uyarmıştı.
McCann warned Tom about the laptop.

Lester sahneyi dizüstü bilgisayarında tasarlayacak.
Lester is going to design the stunt on his iBook.

Damlacıklar dizüstü bilgisayarımın üstüne düşüyorlar.
Droplets are falling on my laptop computer.

Çünkü dizüstü bilgisayarları tanıdığım kadarıyla, Bilgisayarlar hakkında bir bok bilmiyorum.
I don't know shit about computers. Because as much as I know about laptops.

Dizüstü burada kalıyor.
The laptop stays here.

Dizüstü orada mı?
Uh… My laptop in there?

Hep dizüstü çorap giymemi isterdi.
He always wanted me to wear knee socks.

Dizüstü nerede?- Parçaladım?
Smashed. Where's the laptop now?

Dizüstü nerede?- Parçaladım.
Where's the laptop now? Smashed.

Yok. Dizüstü? Emin misin?
You Sure?- No.- A laptop?

Dizüstü. Peşinde olduğunuzu biliyor.- Lastikler.
It knows you're onto him.-The laptop.-The tires.

Dizüstü Clark Novayı öneririm. Neden mi?
I suggest a Clark Nova portable.- Why else?

Peki ya dizüstü?
And what about the laptop?

Sik beni'' Dizüstü Domaltan.
Hump me, On-Ur-Knees Bend-Over.

Ben de sana dizüstü alacağım.
I am getting you a laptop.

elmaslar var, ne de dizüstü.
no diamonds, no laptop.

Ha, evet dizüstü çökmek!
Ah, yes, on my knee!

Bu ve yazı bana bağlı. Dizüstü.
The laptop. This and the writing are connected for me.

Bu ve yazı bana bağlı. Dizüstü.
This and the writing are connected for me. The laptop.

Ne oluyor? Gelecek ay çıkması gereken dizüstü.
The laptop that's supposed to be released next month… What's going on?