DOĞURMAYA in English translation

to have
sahip
olsun
var
yapmak
sahibi olmak
geçirmek
ağırlamak
almanı
almak
daha
to bear
ayı
taşımaya
katlanması
bear
doğurmaya
bir yük
taşıyan
dayanılamayacak
to deliver
teslim etmek
teslim
vermek
vermek için
iletmek için
getirmek
götürmek
dağıtmak için
ulaştırmaya
kurtarmak için
to give birth
doğurmak
doğum yapmak
to birth
doğumu
doğurma
doğuşlarından
doğumlara

Examples of using Doğurmaya in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bebeği doğurmaya karar verdim.
I decided to keep the baby.
Bebeği evde doğurmaya zorladı ve erkek arkadaşını öldürdü.
And he murdered your boyfriend. He made you have the baby at home.
Bebeği doğurmaya karar vermene sevindim demek.
Means I'm glad you have decided to keep the baby.
Bebeği doğurmaya karar vermene sevindim demek.
It means I'm glad you have decided to keep the baby.
Çocuk doğurmaya böyle mi diyorsun sen?
Is that what you call having a child?
Bebeği evde doğurmaya zorladı ve erkek arkadaşını öldürdü.
HE MADE YOU HAVE THE BABY AT HOME, AND HE MURDERED YOUR BOYFRIEND.
Ben de çocuk doğurmaya olamaz.
I too cannot bear children.
Sertifikamı aldım ve doğurmaya hazırım.
I have got my license, and I'm ready to breed.
Lerde, kadınlar hastanede doğurmaya başlamış.
In the 50's, women began giving birth in hospitals.
Demek ki Ellen hiç planlamadığı bir bebeği doğurmaya karar vermiş.
So Ellen decided to keep a baby she never planned on having.
İlaçlar etkisini gösterinceye kadar doğurmaya başlayabilir.
By the time they take effect she could be delivering.
Biliyor musun, bir erkek çocuk doğurmaya karar verdim.
You know, I have decided having a boy with Hryshko.
Dişiler gelecek nesilleri taşıyor ve buraya doğurmaya geliyorlar.
The females are carrying the next generation and they have come here to calve.
Biliyor musun, bir erkek çocuk doğurmaya karar verdim.
I have decided I would have a child with Grisha, a boy.
Yakında o çocuk bacaklarını açıp doğurmaya başlayacak.
Soon enough that child will spread her legs and start breeding.
Bu yüzden bebeği doğurmaya karar verdim.
So I decided to keep the baby.
Yeni bir dünya doğurmaya!
To give birth to a new world!
An2} Jane doğurmaya karar verdi.
But Jane decided to have it.
Eğer bebeği doğurmaya karar verirsen, yanında olurum.
If you decide to have this baby, llll be here for you,
Çünkü bu bebeği doğurmaya karar verdin. Bunun kötü bir şey olduğunu sanmam.
Because you have made the decision to have this baby. I don't think that's a bad thing.
Results: 83, Time: 0.0513

Top dictionary queries

Turkish - English