Examples of using Doldururken in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Suspence, terör. Benzin doldururken, sana ipucu vermezler.
Kader kalbimi doldururken.
senin çoraplarını doldururken yakalamasını hatırlıyor musun?
Katil kamerayı doldururken, filmi takarken,
Bir Noel arifesinde gizlice evinize girdiğimde,… babanın beni, senin çoraplarını doldururken yakalamasını… hatırlıyor musun?- Evet.
Sen depoyu doldururken o kadar öfkeliydim ki karına yargıçlık teklifini kabul ettiğini mesaj attım.
Kimlik tespit formlarını doldururken.
Tüm çerçeveleri doldururken ♪.
Tatil duydugu içimizi doldururken ♪.
Motelde kalmak için formları doldururken.
Benzini doldururken o senin arabandı.
Tom, evrakları doldururken telaşlandı.
Şişeyle hızlı, doldururken yavaşımdır.
I} Ya da form doldururken.
Bishopu bir de silahını doldururken görmelisiniz.
Formlarda işiniz kısmını doldururken şaiir yazıyorum.
Şirketler bazı pozisyonları doldururken tecrübeye bakarlar.
Formlarda işiniz kısmını doldururken şaiir yazıyorum.
Onunla kayıp bavul bölümünde formları doldururken tanıştım.
Siz içime ilaç doldururken ben emir vermiyordum.