Examples of using Doluyor in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Thora-Seal doluyor.
Zamanım doluyor olabilir.
Ama kova doluyor ve tüm su yere dökülüyor.
Zaman doluyor Yüzbaşı.
Ve yavaşça doluyor, işkence eder gibi yavaş.
Vakit doluyor Dr. Burns.
Zaman doluyor Dr. Burns.
Sanırım vaktimiz doluyor. Ve üzgünüm işimi tahmin edemediniz.
Zaman doluyor, Solucan Çocuk.
Zombi hendeği doluyor Aşılamalar gerçekleşiyor.
Kasaba doluyor ve hâlâ parmağını bile oynatmadın.
Zamanımız doluyor, Dennis.
Süren neredeyse doluyor, Thorndike.
Zaman doluyor ve her gün hissediyorum, değil mi?
Vücuduna sıvı doluyor bu tüpler de o sıvıyı dışarı atıyor.
Vakit doluyor, ahbap.
Zaman doluyor, Case.
Vaktin doluyor Cole!
Bir ciğerin kanla doluyor ama Allahtan iki tane ciğerin var.
Süre doluyor Bruno.