Examples of using Dosya dolabında in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ya da dosya dolabına?
Johnun dosya dolabı gibi belleği var.
Dosya dolabı gibidir oralar.
That shit's like a filing cabinet down there.Dosya dolabı çekmeceleri açıktır.
The file cabinet drawers are open.Dosya dolabı, üst çekmece.
Filing cabinet, top drawer.Bunları dosya dolabının dibinde buldum.
Found these at the bottom of a file cabinet.Dosya dolabına çarpmışsın.- Evet.
Yes. Bump into filing cabinet.O dosya dolabının kilidi var. Julie.
I know that file cabinet has a lock. Julie.Dosya dolabından.
The filing cabinet.Julie. O dosya dolabının kilidi var.
I know that file cabinet has a lock. Julie.Teknik olarak kutulara değil dosya dolabına bakıyor.
Technically, uh, that's a filing cabinet, not a mailbox.Bu adam binaya dosya dolabı getirmiş fakat geçiş izni yok.
This man has a file cabinet for the building, but he does not have a pass.Evet, Güney Amerika dosya dolabı.
Yes, South American filing cabinet.Biliyorum ama dosya dolabını bile bulamıyorum.
I know, but I can't even find the file cabinet.Teknik olarak… kutulara değil dosya dolabına bakıyor.
That's a filing cabinet, not a mailbox. Technically.Spencer, dosya dolabı.
Spencer, the file cabinet.Onun dosya dolabında kilitliler.
They're locked in her filing cabinet.Kırılan dosya dolabında ne vardı?
What was inside the broken file cabinet?Saltzman, dosya dolabında ebeveyn adreslerini tutuyor.
Saltzman's got parent contacts in his file cabinet.Dosya dolabında kilitliler, yapabilecek olsam da yapmazdım.
And even if I could, I wouldn't. They're locked in her filing cabinet.
