Examples of using Durmak in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
bir adım uzak durmak.
Yani plan, Peng kafasını çıkarana kadar… olduğumuz yerde durmak öyle mi?
Öyleyse komedi treni durmak üzere.
Leoda yok onlara yakın durmak istiyorum.
Bu dalgadan uzak durmak istiyorum.
Bağırmak değil de, kafesin ortasında mikrofonla durmak havalı değil mi?
bütün gün evde durmak zorunda.
Sizin karınız da bütün gün evde durmak zorunda.
Hemen hadi… bu odada durmak zorunda olmadığımı söyle.
Hayır, binanın önünde durmak zorundayım.
Durmak yok, arkadaş yok.
Durmak yok, geri dönmek yok.
Kalbim durmak üzereydi.
Bu akşam Desoro Negrosta durmak yerine… San Paradisoda duracağız.
Barlarda durmak, çalmak ve kızlar yok.
Ve bildiğimiz gibi, durmak yerine durmadan devam ettik.
Burada durmak da intihar değil öyle mi?
Popeun ışığında durmak, hepimiz için yararlı.
Artık durmak yok.
Olduğun yerde durmak da bir nevi kaçıştır.