DURMAK in English translation

stop
kesin
engel
durak
yeter
artık
son
dur
kes
bırak
durun
stand
tahammül
ayakta
kalın
yanında
geçerli
dur
ayağa
çekil
çekilin
durun
stay
kalın
kalıp
kal
dur
durun
çekil
çekilin
ayrılma
kalalım
kalayım
to dwell
durmak
yaşamak
oturmamaya
sürekli
kalınacak
kalmak üzere
yerleşmek üzere
ebedi
hang
asar
sıkı
biraz
bir
bekle
asın
dur
asılı
dayan
asmama
to pause
duraklamak
durmak
ara
unstoppable
durdurulamaz
stoppin
durduramaz
a halt
durdurulmasını
to hold
tutmak
tutacak
tutunmak
düzenlemek
sarılmak
kucaklamak
durmuş bağırsaklarını yerinde tutmaya
kucağıma
elinde
sarılmak için

Examples of using Durmak in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
bir adım uzak durmak.
to stay a step ahead.
Yani plan, Peng kafasını çıkarana kadar… olduğumuz yerde durmak öyle mi?
Until Peng rears his head? So the plan is just to hold position?
Öyleyse komedi treni durmak üzere.
So I guess the comedy train is rolling to a halt.
Leoda yok onlara yakın durmak istiyorum.
With Leo gone, I kind of wanna stay close to them.
Bu dalgadan uzak durmak istiyorum.
I want to stay ahead of that wave.
Bağırmak değil de, kafesin ortasında mikrofonla durmak havalı değil mi?
Isn't it really cool to hold a mic in the middle of the cage?
bütün gün evde durmak zorunda.
your wife has to stay home all day.
Sizin karınız da bütün gün evde durmak zorunda.
Your wife has to stay home all day and she's such a pretty little woman.
Hemen hadi… bu odada durmak zorunda olmadığımı söyle.
Just… just tell me I don't have to stay in this room.
Hayır, binanın önünde durmak zorundayım.
No, I have to stay in front of the building.
Durmak yok, arkadaş yok.
No stops, no friends.
Durmak yok, geri dönmek yok.
No stops, no detours.
Kalbim durmak üzereydi.
My heart just about stopped.
Bu akşam Desoro Negrosta durmak yerine… San Paradisoda duracağız.
Instead of stopping at Desoro Negros tonight… we will be moving on and docking at San Paradiso.
Barlarda durmak, çalmak ve kızlar yok.
No stopping in bars, no stealing and no more girls.
Ve bildiğimiz gibi, durmak yerine durmadan devam ettik.
And instead of stopping like we all knew we should, we kept going.
Burada durmak da intihar değil öyle mi?
And staying here isn't?
Popeun ışığında durmak, hepimiz için yararlı.
Staying in Pope's sunshine is good for all of us.
Artık durmak yok.
No more stops.
Olduğun yerde durmak da bir nevi kaçıştır.
Staying put is a kind of running away.
Results: 1222, Time: 0.0604

Top dictionary queries

Turkish - English