Examples of using Durmak zorunda in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Şimdi… her şey durmak zorunda. Yeter.
Bir kaç hafta boyunca, hiçbir yerde durmak zorunda değiliz.
Eyalet çapındaki tüm sayımlar hemen durmak zorunda.
Döndünüz! Bu vahşiler orada durmak zorunda, kaptan.
O kadar yoğundu ki durmak zorunda kaldım.
Durun! Her şey durmak zorunda!
Tom soluklanmak için durmak zorunda kaldı.
Bir müfettiş ihlali uzatmayı karalaştırana kadar bütün işler durmak zorunda.
Eyalet çapındaki tüm sayımlar hemen durmak zorunda.
Her araba durmak zorunda.
Beşincide durmak zorunda kaldık.
Durmak zorunda kalacağımı biliyordum.
Durmak zorunda, ikimizi birden geçemez!
Bu düğün durmak zorunda!
Bir süreliğine durmak zorunda kaldık.
Yakınlarda durmak zorunda kalacaklardır.
Burada durmak zorunda kaldım.
Köpek için durmak zorunda kaldık.
Ama geride durmak zorunda kaldı, çünkü Gabe oradaydı.
Zaten durmak zorunda kalacaksın.