Examples of using Emsal in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Değerlendirme sırasında, söz gelimi bir bilimsel yürütme komitesinde veya bir emsal değerlendirmesi için sunulan uluslararası destek de bu tür potansiyel olumsuz reaksiyonlara karşı gelmeye yardımcı olabilir.
Bunun temeli yok bu yaptığının, bunu yapmak için hiçbir emsal yok, ve seni o kürsüye almak için sana zorbalık yapmayacağım.
Emsal değerlendirmeli bir dergi olan Physica C,
Bayan Keatingin meydan okuduğu emsal bu ise… davanın eyalet temyiz mahkemesine sunulması gerekir.
Başkan Mandela, bu kararın Kabine Bakanlarına emsal teşkil etmesini dilediğini iletti.
Açık erişime karşı geliştirilen temel argüman'' emsal değerlendirme'' sistemine gelebilecek zarardır,
Bayan Keatingin meydan okuduğu emsal bu ise… davanın eyalet temyiz mahkemesine sunulması gerekir.
Sovyetler Birliği Telgraf Ajansı( TASS) Sovyet uzay programındaki tüm resmî duyurular için emsal oluşturdu.
Başkan Mandela, bu kararın Kabine Bakanlarına… emsal teşkil etmesini dilediğini iletti.
Aralık 2009da, TechAviv Emsal Ödülleri başlangıç şirketleri yarışmasında Colnect ikinciydi.
Bunun bir emsal olması için yeterli sayıda oldu mu emin değilim.
Bunu yapmak için hiçbir emsal yok,- Bunun temeli yok ve seni o kürsüye almak için sana zorbalık yapmayacağım.
kurumsal doğrulama süreci belirleyin bilimsel komite, emsal değerlendirmesi, vs.
Lincolnın idamını geciktirmemize yardım edecek bir emsal varsa, buluruz.
Bayan Keatingin meydan okuduğu emsal bu ise… davanın eyalet temyiz mahkemesine sunulması gerekir.
Bayan Keatingin meydan okuduğu emsal bu ise… davanın eyalet temyiz mahkemesine sunulması gerekir.
Bunun için çok fazla emsal olmayacak… ama elimden geleni yaparım.
Emsal kararlar, kayda değer bir yeni hukuk ilkesi
Meral Danış Beştaş Nisan ayında tahliye edilmişti. Onun emsal kararını defalarca sunmamıza rağmen Ayhan Bilgenin bugüne kadar tahliyesini sağlayamamıştık. Bilgenin geçtiğimiz ay ilk duruşması yapılmıştı ve emsal karara rağmen tutukluluğuna devam kararı verilmişti.
bilimsel bir adı sürdürme, emsal değerlendirmeyi ayarlama,