Examples of using En azından bir tane in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ama bu partinin arkasında en azından bir tane gerçek suçlu var.
Ama bu partinin arkasında en azından bir tane gerçek suçlu var.
bu devasa elektronik mağazasında, en azından bir tane çalışan kamera olmalı diye düşündüm.
Kendini bir binanın 20. katının kenarında beklerken bulursan en azından bir tane yapmak isteyeceksin.
Butch Cassidy. Şunu düşün, 10,000 kasetli bir video dükkanında… en azından bir tane ortak sevdiğimiz.
hemşiremiz olacak. En azından bir tane bayan da yardım amaçlı bulunacak.
Yine de geriye en azından bir tane bildiğimiz değişim yeteneğini kazanmış canavar kaldı.
Bu gece en azından bir tane güzel dansım olsun istedim, seninle.
Birkaç saat daha içtikten sonra en azından bir tane ortak noktamızın olduğunu anladık.
İstanbul Valisi Muammer Güler Ekincinin uçak pilotlarına en azından bir tane suç ortağı olduğu şeklinde yalan söylediğini açıklamıştır.
Dinleyin, dinleyin bir… bu işte en azından bir tane farklı renkte insan olmazsa bize sıkıntı çıkarır.
Dinleyin bir… bu işte en azından bir tane farklı renkte insan olmazsa bize sıkıntı çıkarır.
Dinleyin bir… bu işte en azından bir tane farklı renkte insan olmazsa bize sıkıntı çıkarır.
Büyük bir hayran. Şey, benim en azından bir tane hayranım olduğunu bilmek güzel.
Bu hafta en azından bir tane terörist eylem yapmalıyız ki tüm dünya Birleşik Devletlerin,
o limuzinde en azından bir tane daha yolcu varmış.
En azından bir tane.
En azından bir tane.
En azından bir tane alın.
En azından bir tane var.