Examples of using En dayanılmaz in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Benim için en dayanılmaz tek nokta, hayatımı kontrol ettirmek.
Tabii, Liza Randall, Brigitte Bardotdan bu yana gelen en dayanılmaz şey.
Onların en dayanılmaz ve tiksindirici olanını?
Hayatımın en dayanılmaz akşam yemeğini geçirdim.
İşte dünyanın en dayanılmaz adamı gidiyor.
En dayanılmaz yalnızlık mutsuz evliliktir.
Seni aptal! İnsanlar için en dayanılmaz his nedir biliyor musun?
Hazır ol. Hayatında göreceğin en dayanılmaz acıyı tadacaksın birazdan.
Ne olacağını bilmek, bu hayattaki en dayanılmaz şeydi.
Çünkü yolunuzu kaybetmek başınıza gelecek en dayanılmaz şeylerdendir.
Anne katili olman herhalde en dayanılmaz suçtur, özellikle bu suçu işleyen oğul için.
Brigitte Bardotdan… bu yana gelen en dayanılmaz şey.
Herkül ruhunu arındırmak için, tanrıların yada insanoğlunun yüzleştiği gelmiş geçmiş en dayanılmaz mücadelelere girişecektir.
Canınızı sıfıra düşürecek kadar hasar alırsanız, en dayanılmaz acıyı hissetme olasılığınız yüksek.
Karım… Ne olacağını bilmek, bu hayattaki en dayanılmaz şeydi.
Karım… Ne olacağını bilmek, bu hayattaki en dayanılmaz şeydi.
Karım… Ne olacağını bilmek, bu hayattaki en dayanılmaz şeydi.
Karım… Ne olacağını bilmek, bu hayattaki en dayanılmaz şeydi.
Onları en dayanılmaz acıdan yıllar sonra kurtardı. tek bir şişe Spooju Suyunun gerçeğini ifade etmek Arazideki en etkili insanlardan bazıları.
Hayatımdaki en dayanılmaz şeydi bu.