Examples of using En duygusal in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yurt odasının kapısında ona veda ederken hayatımın en duygusal anlarından biri olacak.
Ancak, takdir edersiniz ki… her anın kendine has özelliği olduğu için… en duygusal anın hangisi olduğunu söylemek çok zor.
Tabii, en duygusal an olduğunu söylemem biraz güç çünkü bildiğiniz gibi duygusallıkların her biri kendine göredir.
Erkekler için en duygusal an, futbol zamanıdır.
Tabii, en duygusal an olduğunu söylemem biraz güç… çünkü bildiğiniz gibi duygusallıkların… her biri kendine göredir.
En duygusal ve sıkıntılı dönemde… böylesine rahat bir yetki devri… anayasanın gücüne
tam da lisenin en duygusal gecesine denk geliyor.
Uluslararası yönü dışında, bu yılki'' Music Idol'' bugüne kadarki en duygusal sezon oldu.
O olağanüstü son günlerle ilgili açıklamaları okurken, en duygusal anınızın Üç numaralı kameraya geçiyoruz, dört, üç, iki ve.
O olağanüstü son günlerle ilgili açıklamaları okurken, en duygusal anınızın Üç numaralı kameraya geçiyoruz,
paylaştığınız şeylerin,… en duygusal anlarınızı oluşturduğunu düşündüm. Son dört, üç, iki ve.
Bu çalışma, Daninin en duygu yüklü anısı olmalı.
En duygudan yoksun kalplere bile dokunacak bir görüntüydü.
En duygusuz kız kardeş ben miyim?
Gördüğüm en duygulu karakter değil.
Ama en duygusalınız ben olacağım.
Ama yalnızca Matta, yani havarilerin en duygusalı öyle diyor.
Çocuklarımın en değerlisi, en duygusalı.
Cynthia, sen tanıdığım en duygusuz kızsın.
Bir insanın canını, kendi iki eliyle almak, insanın yapabileceği, en duygusuz şeydir.