Examples of using En heyecan verici şey in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ve şu an bu hayatımdaki en heyecan verici şey, ve belki de hayatım hakkında üzücü bir yorum.
Öyleyse…- Bence en heyecan verici şey… bunun genç bir piyasa olması?
Bay Hensonın, maymununa sopayla oyun oynamayı öğretmeye çalıştığı günden sonra karavan parkına bir jakuziyle gelmek en heyecan verici şey olmuştu.
Benim için bu, bir tasarımcı olarak yapacağım en heyecan verici şey.
Bu banka soygunu… son yıllarda başıma gelen en heyecan verici şey.
Bu banka soygunu… son yıllarda başıma gelen en heyecan verici şey.
bilgisayarıma ve verilerime geri döneceğim-- araştırmayı düşündüğümde en heyecan verici şey hep daha fazla soru olması.
Ama veriye ilişkin en heyecan verici şey 1 milyonuncu çarpışma,
Ama çocuk felcini yok etme programının yaptığı en heyecan verici şey bizi, uluslararası toplumu her bir çocuğa,
Dünyadaki en heyecan verici şeydir.
Başıma gelen en heyecan verici şeylerden biri… biriyle tanışmak,
Hayatımdaki en heyecan verici şeylerden biri, oğlumu yanıma alıp ve inceliklerini göstermekti. kıyı boyunca yürümek
Babildeki vaazı sırasında düşen St. Johndan sonra burada gerçekleşen en heyecan verici şeysiniz.
Hayatımdaki en heyecan verici şeylerden biri, oğlumu yanıma alıp ve inceliklerini göstermekti.
Dünyadaki en heyecan verici şey bu.
Bizim yaptığımız en heyecan verici şey makrameydi.
Daha sonra, en heyecan verici şey oldu.
Burada şimdiye kadar olan en heyecan verici şey.
Mikro-biyolojide, üzerinde çalıştığım en heyecan verici şey mayaydı.
Bu muhtemelen birinin başına gelebilecek en heyecan verici şey.