ENGELLEMIŞ in English translation

preventing
engel
önlemek
önleyecek
engelleyen
engelliyor
önler
alıkoymasın
mani
blocked
blok
bloğu
bloke
engel
bir bloğu
sokağın
engelle
mahallede
kapatın
blokla
stopped
kesin
engel
durak
yeter
artık
son
dur
kes
bırak
durun
interfered
müdahale
engel
karışmasına
engellemesine
müdahele
prevented
engel
önlemek
önleyecek
engelleyen
engelliyor
önler
alıkoymasın
mani
blocking
blok
bloğu
bloke
engel
bir bloğu
sokağın
engelle
mahallede
kapatın
blokla
kept
devam
sürekli
durmadan
sessiz
tut
tutun
kalsın
sakla
tutarım
koru
inhibiting
inhibe
engelliyorlar
engelleyen
engel
inhibe eder
kısıtlayan
baskılayan

Examples of using Engellemiş in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Beni engellemiş!
She blocked me!
Engellemiş seni.
He blocked you.
Kachimov bana sizin engellemiş olabileceğiniz bir mesajı bulmamı emretti.
Kachimov ordered me to find out about a message that you may have intercepted.
Bir şey kesinlikle bu bölgenin yanmasını engellemiş.
Something definitely obstructed the burning of this region.
NSA Parisden Kremline giden bir gönderiyi engellemiş.
NSA intercepted a dispatch to the Kremlin from Paris.
Kimseyi öldürmeden önce, şoför onu engellemiş.
The driver tackled him before he could kill anyone.
Bir sürü korkunç cinayeti engellemiş olabilirdin.
You could have stopped a series of terrible crimes.
Ne tür bir zihniyet savaş ihtimalini engellemiş olurdu?
What sort of mentality would have precluded the possibility of war?
Bir şey onların çıkmasını engellemiş.
Something stopped them from getting out.
Saunders şifreyi kırmamızı engellemiş.
Saunders applied a decryption overlay.
Birileri engellemiş.
Someone blocked it.
Windmarkın aklını okumasını engellemiş.
She stopped Windmark from reading her.
Ancak avukatı son anda engellemiş.
But his lawyers shut it down at the last second.
Bir tanesini astsubayın çelik yeleği engellemiş.
One of them was stopped by the petty officer's armor.
Seni engellemiş.
He blocked you.
Havuç Bill onun direkt mesajlarını engellemiş.
Carrot Bill was blocking her direct messages.
Sadece beynimden parçalar almamış. yeniden oluşmalarını da engellemiş.
He not only took out pieces of my brain, he inhibited their ability to replicate.
Sadece T3teki sıkışma çatlağı bile yıllar öncesinden hareket etmeni engellemiş olmalıydı.
The compression fracture to your T3 alone should have incapacitated you years ago.
Widmark güvenliği düzgün bir giriş kartı olmayan birinin konferansa girmesini engellemiş.
Widmark security stopped someone from getting into the conference without proper credentials.
Bizi engellemiş.
He blocked us.
Results: 92, Time: 0.0452

Engellemiş in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English