FARKINDASINIZ in English translation

you realize
fark
anlıyorsun
farkettiğin
sizi şu an burada aradıklarının farkındasındır
aware
haberdar
bilir
farkında
biliyorum
haberi
bilincinde
bilendir
habîrdir
bildiğim
know
bilmek
haber
bilen
öğrenmek
biliyorum
bilirsin
tanıyorum
bilin
farkındayım
tanırım
you realise
fark
anlıyorsun
farkettiğini
knew
bilmek
haber
bilen
öğrenmek
biliyorum
bilirsin
tanıyorum
bilin
farkındayım
tanırım

Examples of using Farkındasınız in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yapmayın, eminim fotoğraflarınızın… gazetelerimizi ne kadar sık onurlandırdığının farkındasınız.
How often your photograph has graced our tabloids? Oh, come now Surely you realize.
Hepiniz ne yaptığınızın farkındasınız.
You all know what you're doing.
Ama gey evliliğin 2014 Ekiminden beri Idahoda yasal olduğunun farkındasınız.
Has been legal in Idaho since October of 2014. But you are aware that gay marriage.
Bunun sizi tartışmasız veliaht yaptığının farkındasınız, değil mi?
You realize this makes you undisputed Crown Prince, don't you?.
İkiniz de bunun tamamen rezalet olduğunun farkındasınız, değil mi?
Yoυ both know this is completely fυcked υp, right?
Endişelenmemiz gereken sadece polis değil, bunun farkındasınız.
You realize that. It's not just the cop we have to worry about.
Sanırım filoda bir değişiklik olduğunun farkındasınız.
I'm sure you're aware there's been a change in the fleet.
Hiç kimse kör veya aptal değildir, bu yüzden işlerin kötü gittiğinin de farkındasınız.
You're not blind or stupid and know things are bad.
Vakıf çoktan kararını verdi. Mr. Dale, farkındasınız ki.
You realize, Mr. Dale, that the foundation had already decided for it.
Ama gey evliliğin 2014 Ekiminden beri Idahoda yasal olduğunun farkındasınız.
But you are aware that gay marriage has been legal in Idaho since October of 2014.
Hepiniz bunun doğru olmadığının farkındasınız.
Now you all know that that's not true.
New York eyaletinin karşı tanıklık yaptığınızın farkındasınız.
You realize you are testifying against the state of New York.
Siz de bunun farkındasınız.
You both know it.
Eminim ki bu ülkede otel açmanın ne kadar zor olduğunun farkındasınız.
I'm sure you're aware that opening a hotel in this country is hell.
Siz de bunun farkındasınız.
And you know it.
Müvekkilimin, eşinin ölümü davasında suçsuz bulunduğunun farkındasınız, değil mi?
You're aware that my client was found not guilty of murdering his wife?
Siz de bunun farkındasınız herhalde?
I think you know that by now?
Hadi ama bu saçmalık ve siz de bunun farkındasınız.
Come on, that's nonsense and you know it.
Hepiniz neler yapabileceğinizin farkındasınız.
You all know what you're capable of.
İşimin bittiğinin farkındasınız, değil mi?
You do realize I am finished, don't you?.
Results: 149, Time: 0.0245

Top dictionary queries

Turkish - English