Examples of using Fosforlu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ya fosforlu el bombasından ne haber?- Evet.
Fosforlu balık üzerine çalışıyordum, sonra düşündüm ki…'' dokuma tezgâhı.
Beyaz fosforlu.
Harika. fosforlu çubuklardan yap.
Ve burada yüzüne nokta nokta fosforlu makyaj yaptıran bir denek görebilirsiniz.
And here you can see a subject having phosphorus makeup stippled on her face.Kar bulutlarının üstünde bir yerlerde fosforlu zebaniler peşimdeydiler.
Somewhere above the snow clouds… The luminous hellhounds were on my trail.Paul. Beyaz fosforlu.
Paul. White phosphorous.Evet, ki bu fosforlu tanelerle dolu olacak.
Yes, which will be loaded with these phosphorescent pellets.Harika. fosforlu çubuklardan yap.
Made out of glow sticks. Wonderful.El fenerleri, saatler için fosforlu kadranlar.
Flashlights. Luminous dials for watches.Hepinizin bir tüfeği ve beyaz fosforlu el bombası var.
One sidearm and one white phosphorus grenade. You each have one rifle.Hayır. Bu, fosforlu boya.
No, this is phosphorescent dye.Parmak uçları lekeli Kırmızı fosforlu gibi görünüyor.
His fingertips are stained. Looks like red phosphorous.Kızlar, fosforlu çubukları alın.
Girls, glow sticks.El fenerleri, saatler için fosforlu kadranlar.
Luminous dials for watches. Flashlights.Hepinizin bir tüfeği ve beyaz fosforlu el bombası var.
You each have one rifle, one sidearm and one white phosphorus grenade.Bir tanesi insanları karanlıkta fosforlu yapıyor.
One of'em makes people glow in the dark.Bombayla yandığını söylemişti. Kendall fosforlu bir.
Kendall said he was burned by a phosphorus grenade.Ne haber?- Evet. Ya fosforlu el bombasından.
What about the phosphorus grenade?-Yeah.Bir tanesi insanları karanlıkta fosforlu yapıyor.
One of them makes people glow in the dark.
