Examples of using Göğüs in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu sabah Kafe Triestede 48 göğüs vardı.
Ben, senin Almanyada bir çift göğüs gördüğünü falan düşünmüştüm.
Çok garip çünkü ona göğüs resmi göndermeliymişim gibi hissediyorum ama.
Göğüs manzaralı otel.
Durdur, duraklat. Göğüs ve etek kılı!
Göğüs kaslarına baksana.
Göğüs küçültme ameliyatını düşündüğün zamanları hatırla?
Hayır, bir çift göğüs gördüm, ama.
Shaftta göğüs kanseri mi vardı?
Göğüs dışarı, başlar dik.
Göğüs ve etek kılı! Durdur, duraklat.
Fasulye Göğüs. Beni dinle.
Bu başka bir bölge. Göğüs kasında.
Ah! Görünüşe göre, o var göğüs almak için iş flip dikkat.
Kılıç diyeceğime, göğüs dedim.
Ne oldu Jenna, çocukların daha önce göğüs görmedi mi?
Babamın göğüs kafesi. Göğüs kafesi.
Göğüs sahnesi.
Hayatta olmaz oğlum. Göğüs kıllarınızı da alıyor musunuz?