Examples of using Görmeyeceksin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
ÖIdüğüm zamanda bile onu görmeyeceksin.
Ama sen beni görmeyeceksin.
Yerlerinde bir eğrilik de bir yumruluk da görmeyeceksin.
Bir daha o adamı asla görmeyeceksin.
Rüzgar üzerime bir kez esti mi bir daha görmeyeceksin beni.
Bundan böyle beni görmeyeceksin.
Bizi bir daha görmeyeceksin.
Kızımı bir daha görmeyeceksin.
Bundan böyle, her gün ağacın altında oturan bir aslan görmeyeceksin.
Tamam, demek ki onu pistte görmeyeceksin.
Oğlunu bir daha görmeyeceksin.
Söz veriyorum beni bir daha görmeyeceksin.
Sonra, sana yemin ediyorum, görmeyeceksin beni.
Arkanda oturacağım, bu şekilde, böylece beni görmeyeceksin.
Yerlerinde bir eğrilik de bir yumruluk da görmeyeceksin.
bir tümsek görmeyeceksin.
Buraya gömerim seni! Gün yüzü görmeyeceksin bir daha!
Marilyni bir daha görmeyeceksin.
Onu sen de tekrar görmeyeceksin.
Yerlerinde bir eğrilik de bir yumruluk da görmeyeceksin.