Examples of using Göstermek üzere in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ama ilk önce,… eğittiğimiz küçük yüreklerdeki din aşkının gerçekten yaşadığını göstermek üzere minik kızlarımız sizlere kısa bir giriş sunacaklar.
Bu katkı maddesi olur ve ürünün'' zararsız olduğuna dair makul kesinlik'' kriterini karşıladığını göstermek üzere… bir dizi prosedürü takip etmeniz gerekir.
Te çekilen bu propaganda filmi Alman halkına ve Uluslararası Kızılhaç Örgütüne kamplardaki yaşantıyı göstermek üzere kurgulanmıştı.
Beyler, size göstermek üzere olduğum şey bana çekmem için para verdiğiniz reklam değil.
Sana göstermek üzere olduğum şeyin aramızda kalması son derece önemli. Aç kapıyı.
Şu gizemli kayıp fotoğraftaki adamın hapları olayı kalp krizi gibi göstermek üzere yerleştirdiğine benim inanmamı mı istiyorsunuz?
Kendi kardeşini ileri sürüp, feda etmeye karar verinceye kadar sürdü. Bu durum Earpleri oy kaybetsinler diye bebek katili gibi göstermek üzere.
Ben doktor Linda Shields ve size gerçek bir hikaye göstermek üzere.
Tılsımı kraliçenin işaretinin altına yerleştirmiş. Şehrin asla sona ermeyeceğini göstermek üzere. Çünkü şehir onun hayatı ve rüyasıymış.
olan diğer görünümler de otomatik olarak o dizini göstermek üzere güncellenir. Bu seçenek,
faaliyet gösterdikleri ülkeler ne olursa olsun herkesin tek hedefinin demokrasi olduğunu göstermek üzere bir araya geldiler.
Şoföre göstermek üzere biletlerinizi hazırlayın.
Size göstermek üzere olduğum şey son derece gizlidir.
Göstermek üzere olduğum şey çok gizli ve özel.
Her şey ne kadar adanmış olduğunuzu göstermek üzere tasarlanmıştı.
Alan, Kate sana göstermek üzere çizimlerini yanında getirdi.
Rica ederim, sana göstermek üzere olduğum şey için.
Bunun, günümüzün günahlarını göstermek üzere tasarlandığı belli.
Bütün yolcular, lütfen şoföre göstermek üzere, biletlerinizi hazırlayın.
Noel ruhu. Kişilere Noelin gerçek anlamını göstermek üzere tasarlanmış.