Examples of using Götürmüştü in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Babam beni baleye götürmüştü.
Beni bahar festivaline götürmüştü.
George ile birlikteyken, Baro Derneği şeysine götürmüştü.
Kötü kral Ravaan Sitayı alıp Lankaya götürmüştü.
YıI önce. Beni oraya götürmüştü.
O zamana kadar Amerikalılar benzer füzeleri çoktan Türkiyeye götürmüştü bile.
Harp beni götürmüştü.
O gece François Madame Deroulardı bazı arkadaşlarını ziyarete götürmüştü.
Bir seferinde beni New Hampshirea götürmüştü.
Her şeyi götürmüştü.
Şey yani, babam küçükken bir kaç kez götürmüştü.
Beni oraya götürmüştü.
Sprungfeld o geceki kavgadan sonra bunu yanında götürmüştü.
O gün veda etmek için beni kahve içmeye götürmüştü.
Geçen sefer bizi mikrodalga fırında pişen bir dürüme götürmüştü.
Arayıcı içgüdün seni o çocuğa götürmüştü.
Firavun adamlarını oraya mı götürmüştü?
Bugün okula kim götürmüştü?
Beni Pokagon State Parktaki izci kampına götürmüştü.
Annem bir kere çok lüks bir yere götürmüştü.