Examples of using Gözlemeye in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Dışarıda nişancı göremedim ama Maggie gözlemeye devam etsin.
Oraya git ve gözlemeye devam et.
Tamam. Lütfen gözlemeye devam edin.
Ama Rachelı gözlemeye gidiyorduk.
Kırmızılı adam. Onu gözlemeye devam et.
Kırmızılı adam. Onu gözlemeye devam et.
Topshe, yoldayken gözlemeye devam et.
Oraya git ve gözlemeye devam et!
birkaç gerçekten rezil gözlemeye mâlolmuştu… Müthiş.
Galileo, sonraki on sekiz ay içinde bu uydularını gözlemeye devam etti ve 1611in ortalarında uyduların devirlerinin zamanı hakkında tahminlerde bulundu.
Tepkiler çeşitliydi: bazıları Mesihin dönüşünü günden güne gözlemeye devam etti, diğerleri ise başka tarihler öngördüler, bunlar arasında Nisan,
Bilinen zombileri gözlemeye başlıyoruz ama doktor aşı için çalışırken temas kurmak yok.
Tepkiler çeşitliydi: bazı Millerciler Mesihin dönüşünü günden güne gözlemeye devam etti, diğerleri ise başka tarihler öngördüler,
Bilinen zombileri gözlemeye başlıyoruz ama doktor aşı için çalışırken temas kurmak yok.
Durumu gözlemeye devam edeceğiz birkaç dakika içinde şerifin sözcüsü yeni bilgiler için yanımızda olacak.
Antik astronot kuramcılarının öne sürdüğü gibi, bir uzaylı hava haracı- buraya tarihimizdeki bu dönüm noktasını gözlemeye gelmiş olabilir miydi?
Hey doktor, eve döndüm ve kendimi gözlemeye devam etmeye karar verdim.
Yeni raporlarını Çarşamba günü sunan AK, 27 ülkeden oluşan bloğun en yeni üyelerini en az bir yıl daha gözlemeye devam edeceğini söyledi.
İyi gözle, evlat.
Sen şekerden gözler yapan şu adamsın.