GÜLDÜ in English translation

laughed
kahkaha
gülüyor
alay
bir gülüşü
gülen
gül
güler
gülerim
gülün
güldürdü
smiled
gülücük
gülümser
tebessüm
bir gülüşü
gülümse
gül
gülüşün
gülerken
with laughter
kahkaha
gülmekten
gülerek
chuckled
kıkırdama
rose
doğuşunu
yükselişi
yükselir
yükseliyor
artış
kalk
yüksel
kalkın
ayağa kalkın
ayağa
giggled
kıkırdayan
kıkırtı
kıkır kıkır gülmek için
laughing
kahkaha
gülüyor
alay
bir gülüşü
gülen
gül
güler
gülerim
gülün
güldürdü
laugh
kahkaha
gülüyor
alay
bir gülüşü
gülen
gül
güler
gülerim
gülün
güldürdü
laughs
kahkaha
gülüyor
alay
bir gülüşü
gülen
gül
güler
gülerim
gülün
güldürdü
smile
gülücük
gülümser
tebessüm
bir gülüşü
gülümse
gül
gülüşün
gülerken
smiling
gülücük
gülümser
tebessüm
bir gülüşü
gülümse
gül
gülüşün
gülerken
smiles
gülücük
gülümser
tebessüm
bir gülüşü
gülümse
gül
gülüşün
gülerken

Examples of using Güldü in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ve Cin, kükrercesine güldü. Unut gitsin.
Forget it. And the genie roared with laughter.
Bana güldü. Orada dikilip.
Laughing. He just stood there.
Biri uykuda güldü, öteki'' Adam öldürüyorlar'' diye bağırdı!
There's one did laugh in's sleep, and one cried'Murder!
Herkes bana güldü.
Everyone laughs at me.
Yaz gecesi üçüncü kez güldü!
And the summer night smiled for the third time!
İnsanlar bana güldü.
People laugh at me.
Yaz gecesi üçüncü kez güldü!
And the summer night smiled its third smile!
Gösterdiğim son adam okudu ve yüzüme baka baka güldü.
Last guy I show it to reads it, laughs in my face.
Ve sonra çocuk da sonunda güldü.
And then the boy finally smiled.
O kadar güldü ki yüzü kıpkırmızı oldu.
And she starts laughing so hard, her face turned bright red.
Sayende herkes bana güldü!
You made everyone laugh at me!
Ona bunu söyledim Biliyordu, güldü.
I told her that we knew. Smile.
Ona lütfen diye yalvardım, o da bana bakıp güldü.
I begged him, please, and he laughs in my face.
Ne kadar çok güldü böyle!
That's a lot of smiling.
Evet. Biri güldü.
Yeah. One of them smiled.
Hepsi güldü, ama şakayı anlamıyordu.
All died laughing, but he did not understand the joke.
Bu takdirde, yemek yerken de kader size güldü.
In your case, it smiles on you while eating.
Sadece kişi mi güldü?
One laugh, that's it?
O da Şeytan gibi güldü.
He just smile like Satan.
Adam güldü.
The guy laughs.
Results: 945, Time: 0.0471

Top dictionary queries

Turkish - English