GÜNLÜĞÜMÜ in English translation

diary
günlük
güncesi
journal
günlük
dergi
gazete
defteri
güncesi

Examples of using Günlüğümü in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Olmaz. Günlüğümü halletmem lazım.
Can't. Gotta work on my journal.
Günlüğümü oku.
Günlüğümü değişik bir yerde buluyorum.
Like I will find my diary somewhere strange.
Günlüğümü çok iyi gizlemiştim.
And the diary was hidden too well.
Günlüğümü çok iyi gizlemiştim.
Hidden too well. And the diary was.
Bekle, günlüğümü kontrol etmeme izin ver.
Wait, let me check my calendar.
Günlüğümü nasıl kazara okursun?
How can reading my journal be an accident?
Christina, günlüğümü getir.
Christina, get me my diary.
Ne yazık ki günlüğümü hiç getirmedim.
It's a pity I never brought my diary.
Her gün günlüğümü yazarım.
I write in my diary every day.
Yaptıkları şeyi sadece senin sayende yapabilirlerdi. Günlüğümü oku.
What they did was only possible because of you. Read my journal.
Yüzbaşı, lütfen günlüğümü imzalayın.
Captain, please sign my log.
Carol, saat gecenin yarısı.- Günlüğümü arıyorum.
Carol, it's the middle of the night. Looking for my journal.
Seni yakaladım. Günlüğümü okuyorsun.
I caught you. You're reading my journal.
Hadi göster. Günlüğümü.
Come on.- My journal.
Gerçekten aynen ona benziyorsun. Günlüğümü unuttum.
You really look exactly like her. I forgot my journal.
Üçüncü sınıfta, annemin alınması gereken ölçüleri aldığı ve günlüğümü okuduğundan şüphelendiğim zaman, kısa bir süreliğine lazım olmuştu.
There was a brief period in the third grade where I suspected my mother was reading my diary, and measures had to be taken.
Günlüğümü aldım. Onu geri almaya çalıştım. O zaman bana vurdu.
But he had my diary, and I tried to take it back, and that's when he hit me.
Hayır. Eve döndüğümde 94 günlüğümü kontrol edeceğim ama haklıyım biliyorum.
No. Okay, when I get home I will check my journal from'94, but I know I'm right.
Sen benim günlüğümü okudun, ondan sonra uyku numarasımı yapıyorsun lütfen oyna benimle.
If she had read my diary, then hers was not a real sleep. A play to please me. A cover for her complicity.
Results: 205, Time: 0.0202

Top dictionary queries

Turkish - English