GITMEK ZORUNDAYIM in English translation

i have to go
gitmem gerek
gitmek zorundayım
gitmem lazım
gitmem gerektiğini
geçmem lazım
i have to leave
gitmem gerek
gitmek zorundayım
gitmem lazım
ayrılmak zorundayım
bırakmak zorundayım
ayrılmam gerek
terk etmek zorundayım
ayrılmam lazım
çıkmak zorundayım
çıkmam lazım
i must go
gitmem gerek
gitmem lazım
gitmek zorundayım
gitmem gerektiğini
benim gitmem gerekiyor
gitmeliyim o bekliyor olmalı
olduğunu biliyorum gitmeliyim
i have to get
lazım
gerek
gerekiyor
var
almak zorundayım
almam gerek
gitmek zorundayım
gitmem gerek
götürmek zorundayım
ulaşmak zorundayım
gotta go
gitmem gerek
gitmem lazım
gitmek zorundayım
çıkmam lazım
girmem lazım
geçmen gerek
çıkmamız lazım
çıkmamız gerek
dönmem lazım
i must leave
ayrılmam gerekiyor
gitmek zorundayım
gitmem gerek
gitmem lazım
ayrılmak zorundayım
gitmem gerektiğini
terk etmem gerektiğini
terk etmem gerekiyor
benim gitmem gerekiyor
i must get
lazım
gerekiyor
bulmalıyım
almam gerek
gitmek zorundayım
benim varmam gerekiyor
bulmam gerek
olmalıyım
götürmeliyim
gitmem gerek
i had to go
gitmem gerek
gitmek zorundayım
gitmem lazım
gitmem gerektiğini
geçmem lazım

Examples of using Gitmek zorundayım in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Iraka gitmek zorundayım, belki de Suriyeye.
Gotta go to Iraq, maybe Syria.
Hastahaneye gitmek zorundayım.
I have to get to the hospital.
Gitmek zorundayım. Gidecek 120 km yolum var.
I have to leave, I have got 120 kilometres to go.
Peki, hoşça kal. Gitmek zorundayım, çünkü.
Right. bye. I must go, because… well.
Ama gitmek zorundayım!
Hastaneye gitmek zorundayım.
I must get to the hospital.
Sınıfa gitmek zorundayım Sadece.
Just… I have to get to class.
Gitmek zorundayım!- Nereye gidiyorsun?
Gotta go. Where you going?.
Şimdi gitmek zorundayım ama Bayan Judd kalıp devam edecek.
I have to leave now, but Miss Judd will stay on.
Burada kalmak için her şeyi yaparım, ama gitmek zorundayım.
I would do anything to stay here but I must leave.
Peki, hoşça kal. Gitmek zorundayım, çünkü.
Bye. Right. I must go, because… well.
Sarilaya gitmek zorundayım.
I had to go to Sarila!
Sınıfa gitmek zorundayım Sadece.
I have to get to class. Just.
Harry, gitmek zorundayım. -Erica! Ne?
Harry, I gotta go.- Erica!- What?
Mahkemeye gitmek zorundayım.
I must get to court.
Keşke daha uzun süre kalabilsem ama gitmek zorundayım.
I wish I could stay longer, but I have to leave.
Şimdi, ne yazık ki gitmek zorundayım.
Now, regrettably, I must leave.
Peki, hoşça kal. Gitmek zorundayım, çünkü.
Bye. I must go, because… well… Right.
Okula gitmek zorundayım. Yani, temel olarak.
So, basically, I had to go to school.
Harry, gitmek zorundayım. -Erica! Ne?
What?- Harry, I gotta go.- Erica?
Results: 1570, Time: 0.0579

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English