Examples of using Gitmektir in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ve daha önce kimsenin gitmeye cesaret edemediği yerlere korkusuzca gitmektir.
Kader 160 km hızla gitmektir!
Bu, bir adım ileri gitmektir.
Ve ilk kural da üniversiteye gitmektir.
Daha önce kimsenin gitmediği yerlere cesurca gitmektir.
Tomun yarın yapacağı bütün şey okula gitmektir.
Bazen yapması en zor şey pes etmek ve arkanı dönüp gitmektir.
Bazen yapması en zor şey pes etmek ve arkanı dönüp gitmektir.
Archer'' kimsenin daha önce gitmediği yerlere cesaretle gitmektir.
Uzay gemilerinin amacı… uzayda yolculuk yapıp yeni dünyalara gitmektir.
Şimdi size düşen evlerinize gitmektir.
Veda'' nedir? Uzağa gitmektir.
Yapabilecegimiz tek sey… ileri gitmektir.
Hayat ilerlemekle ilgilidir. Hayat gelip gitmektir.
Nereye gidiyorsunuz? vazgeçip gitmektir.
Cesaret, daha önce hiçbir adamın ulaşmadığı yere gitmektir.
Bir savaşçının en büyük sınavı, yalnız gitmektir.
A noktasından B noktasına gitmektir.
Onlarla ava gitmektir, çünkü benim işim budur! Benim işim, silahlarını kulağımın dibinde… ateşlesinler ve ben irkilince gülsünler diye.
Muhtemelen en iyi şey emlak arıyormuş gibi bir emlakçiye gitmektir.