Examples of using Gittikçe daha çok in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Gittikçe daha çok paranoyak, kıskanç, sahiplenici, şüpheci oluyordum.
Ama gittikçe daha çok şey istiyorum.
Tom gittikçe daha çok korkuyordu.
Gittikçe daha çok yakınlaşıyoruz.
Yani bu proteinler daha gittikçe daha çok viral kabuklar inşa ediyorlar.
Fakat Hillary Clintonın götü gittikçe daha çok büyüyor.
Evine gelmeyeceğim.- Seni gittikçe daha çok beğeniyorum.
Monica, Alexisle gittikçe daha çok zaman kaybediyordu oysa siz Monicanın sanatıyla ilgilenmesini istiyordunuz.
Başrahip, gittikçe daha çok insan açlıktan ölüyor varlığımız insanları besleyemiyor.
Aylar geçtikçe gittikçe daha çok tamir edecek şey buluyordu.
AyIar geçtikçe gittikçe daha çok tamir edecek şey buIuyordu.
Ben de 5. Güvenlik Düzeyindeyim. Bay Helpmann bana gittikçe daha çok güveniyor.
Evet, havayolu şirketleri gittikçe daha çok küçük dostu oluyor. Tanrım, harikaydı.
Vücudu nefes almak için gittikçe daha çok çaba sarf ediyor…
Sürekli yanımızdan geçen Dünyaya Yakın Cisimlerin var olduğunu keşfettik. Varlığımızın devamını sağlamak için gittikçe daha çok çevremizi değiştirme kabiliyeti kazanıyoruz.
havayolu şirketleri gittikçe daha çok küçük dostu oluyor.
Bu sadece Avrupanın enerji konusunda Rusyaya bağımlılığını azaltmakla kalmıyor aynı zamanda bugün Kuzey Afrikada gittikçe daha çok insanın kendi bölgelerini Orta Doğu olarak görmemelerini sağlıyor.
küçük rakiplerini dışarı itebilecekler gittikçe daha çok yoğunlaşma olacak.
Gittikçe daha çok.
Gittikçe daha çok seviyorum.