Examples of using Daha in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Neden daha yaşlısın?
Daha büyük düşünmelisin, Sunshine.
Daha çayını bitirmedin. Nereye gidiyorsun?
Hâlâ daha inanıyorum.
Daha yakışıklı.
Daha soyutlanabilir.- Ama komşularımdan yana çok şanslıyım.
Daha kötüsü. En iyi arkadaşımın karısıydı.
Daha kontrol edilmedi mi?
Daha gerçek baba bile olmadan, 38 yaşında bir oğlum oldu.
Daha bir sürü işim var,
Daha sabah olmadı… Sabah olmuş.
Bekle Prenses. Daha çocuk odasının manzarasını görmedin.
İşler daha iyi olamazdı. Çok şanslıydım.
Daha önce hiç bunun gibi bir şey görmemiştim.
İşler daha iyi olamazdı. Çok şanslıydım.
Onu daha aramadım.- Beni aradı.
Daha geçen hafta Thornton ile görüştüm. Hiç yok.
Evet. Ama daha sonra ne olacağını bana söylemedin.
Daha önce hiç böyle bir şeyle uğraşmamıştım.
Mekik pilotları daha gerçek bir Viper ile kalkış bile yapmadılar.