Examples of using Biraz daha in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bence, senin sesine göre, tempoyu biraz daha hızlı yapmalısın.
Biraz daha. hep biraz daha isteyeceğiz.
Sen gidip biraz daha havyar yesene, tatlım?
Biraz daha fasulye ister misiniz, Bayan Matheson?
Biraz daha fasülye ister misiniz Bayan Matheson?
Biraz daha alır mısın patron?
Bir- iki saat sonra gel, biraz daha vereceğim.
Julian, keyfine bak. Biraz daha şarap.
O yüzden biraz daha uyu ve artık o korkunç bağırmalarını bırak.
Bu konuda senden biraz daha açık olduğumu sıklıkla düşünüyorum.
Seni biraz daha anlamaya başlıyorum, Spencer.
Tamam bak, biraz daha kalmak istiyorsan eğer, o zaman konuşabiliriz.
Kendine biraz daha dikkat etmen gerekiyor.
Hayır, seni biraz daha yakından tanımak istiyorum.
Burada biraz daha kalıp, işlemleri halletmem lazım.
Biraz daha konuşursan seni o geldiğin büyük lige geri gönderirim.
Belki de kalıp biraz daha joy kazanmak istemiştir.
Bayan Dinucci, kendimi biraz daha açık ifade etmeliyim.
Odama biraz daha el kremi isteyebilir miyim?
Sanırım ben biraz daha burada oturacağım.