Examples of using Haksızlık ediyorsun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Haksızlık ediyorsun, Pacey.
Haksızlık ediyorsun.
Haksızlık ediyorsun.- Gerçeği söylüyorum.
Haksızlık ediyorsun!- İkimizin de hayatını kurtardı.
Julia, haksızlık ediyorsun.
İşaret dilini o kadar hızlı konuşamadığımı biliyorsun.- Haksızlık ediyorsun.
Haksızlık ediyorsun. O dondurmalı bir pastaydı!
Haksızlık ediyorsun Gibbs.
Haksızlık ediyorsun patron.
Haksızlık ediyorsun. Hepimiz kendimizi bu davaya verdik.
Haksızlık ediyorsun, Abby.
Öncesinde de bir şüpheliden seni vurmasını istedin. Haksızlık ediyorsun.
Karen, haksızlık ediyorsun.
Vanya, haksızlık ediyorsun.
Hey! Haksızlık ediyorsun.
Haksızlık ediyorsun Emma.
Haksızlık ediyorsun. Bir işim var.
Sen haksızlık ediyorsun ve.
Seni temin ederim ki, ona karşı haksızlık ediyorsun tatlım.
Rachel, haksızlık ediyorsun.