Examples of using Hapishanedeki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hapishanedeki herkes palyaçon gibi görünüyor.
Hapishanedeki telefon görüşmesini hatırlıyor musun?
Hapishanedeki site engelleyiciler gözden kaçırmış
Hapishanedeki yataklar nasıl bilirsin.
Hapishanedeki eğitmenlik sistemi kalkacak mı?- Hayır?
Hapishanedeki çatışmadan haberin olmadığına yemin eder misin?
Haklısın, hapishanedeki ziyaretçilerden biri onu arabanızın bagajına girerken görmüş.
Hapishanedeki ölümlerin suçunu üzerime yıkması Valinin korkaklığıydı.
Hapishanedeki ilk gününden.
Hapishanedeki en kötü şeyin yemekler olduğunu söylerler.
O hapishanedeki iki günden sonra her şeyi itiraf ederdim.
Hapishanedeki şu çocuk hakkında.
Hapishanedeki amaç bu.
Hapishanedeki açlık grevini ölüme dönüştürerek uyguladıkları şiddeti kendilerine yönelttiler.
Bu hapishanedeki herkesi pişirirsin.
Bu hapishanedeki parmaklıklar.
Bu hapishanedeki makyaj lambaları çok güzel.
Hapishanedeki tuvaletler nasıldı Axle?
Hapishanedeki kundakçı Billynin bir telefon görüşmesine ulaştık.
Hapishanedeki site engelleyiciler gözden kaçırmış ama ben kaçırmadım.