Examples of using Her pazar in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Her pazar çocuğu Kiliseye götürürüm. Mösyö!
Katolik Kütleye katıldıklarında. Her pazar bir bakıcıyla ayrılacaklar.
Her pazar beni hizmetçiyle yalnız bırakıp… Katolik ayinine katılırlardı.
Artık her pazar gelebilirsin.
Her pazar kendi özel kahvaltimizi yapmaya ne dersin?
Her Pazar beğeniyorum.
Ailem beni her pazar St. Anthonye sürüklerdi.
Anabelle birlikte her pazar, yemeğe gelirlerdi.
Haftada iki kez yumurta servis edilecek ve her pazar tavuk olacak.
Dinlenme odası tam donanımlı, ve her Pazar gecesi.
Katolik Kütleye katıldıklarında. Dindar. Her pazar bir bakıcıyla ayrılacaklar.
Her pazar hatıralarla dolu bu evde masama üç melek oturuyor ama şimdi meleklerim hayata atılıp kendi anılarını oluşturacaklar.
Her pazar buraya gelir
Ve her pazar annem… kiliseye giderken bana elbise giydirip saçlarımı kıvırdığında.
Her pazar. Gizlice mutlu olduğunuzu hissediyorum… Ben evde olduğuma göre.
Ve her pazar annem… kiliseye giderken bana elbise giydirip saçlarımı kıvırdığında.
Annemi her pazar sabahı arardım. Ama bugün,'' boş ver, bu gün de uyuyayım.
Her pazar bu cemaatle yüzleşemem ve varoluşumuz için mutlak bir zorunluluk olduğunda kötülüğe karşı vaaz verir.
Her pazar akşamı Diane bize kızarmış tavuklu bir yemek yapardı… biz de sundurmada oturup beysbol maçını dinlerdik.
Babamızın her pazar kürsüye çıktığını görüyorlardı ve bu önemli bir şeydi.